ATATÜRK'ÜN KÖPEĞİ FOKS FATİH RIFKI ATAY
Foks Atatürk'ün son köpeğinin adıdır.Bir kaç yıl eski ve yeni köşkte rahmetli lideri eğlendirir idi.İnce ruhlu insanlar gibi Atatürk de hayvanları severdi.Kurban kestirmezdi. Ömründe bir tavuğun boğazladığını görmemişimdir, derdi. Foks kendisine hediye etmişlerdi.Daha önce de pek sevdiği bir köpeği varmış ama ona ben yetişemedim.Atatürk bu yenisine o kadar yüz verdi ki ,bir müddet sonra hemen terbiyesini kaybetti idi.Bilardo oynarken masanın üstüne çıkar,bilyeleri yere yuvarlayıp oynar,Atatürk de bu şımarıklığı da gülerdi.Bereket yalnız misafirleri ısırmaz idi Pek sert bir köpekti de ! Törenlerde Foks Atatürk'ün ayağı dibinde dururdu.Galiba Ülkü kadar onun da çıkmış resimleri vardı.
İki fıkrası hatırımdadır; Eski köşkte vilayetlerimiz den birine tayin olunan bir zat bir gün kendisine resmi ziyarette gelir.Çalışma odasına girer, Foks bir köşede yatmakta.Atatürk masanın başında,Vali Bab-ı Ali protokolün den gelme olduğu için oda içinde bir müddet yürüdükten sonra,birden bire yarı beline kadar eğilip 'yerden ' dedikleri Osmanlı selamını verir.Cumhuriyet devri görenekleri içinde yetişen Foks bu ani hareketi görünce Atatürk'e bir fenalık yaptığını sanarak fırlayıp adamcağızın tam taba etinden ısırır.Ne olduğunu ne yapacağını şaşıran vali de tam tersine yere düşer ve ayakları havaya kalkar.
Biz gülüyorduk ama Atatürk pek sıkılıyordu. Benim bulunmadığım bir gece de mecliste konuşmalar olurken Foks çok defa yaptığı gibi masanın altına girer,Isırmadığını bilmediğinden ayaklarımız altında dolaşmasından huylanmaz idik .O gece rahmetli Reşit Galip'in iskemlesi yanına gelir ve oynarken pantolonun paçasını yırtar .Atatürk bundan da üzülerek,Dostu Reşit Galip'i hemen kendi terzisinde şahsi hesabına bir esvap ısmarlamasını rica eder.Bu vakadan sonra eskice esvaplarını giyerek davete gelenler ve Foks masanın altına girdikçe parçalarını ona uzatanlar çok olmuştu.Fakat Foks ondan sonra bir türlü efendisini masrafa sokmak idi.
Foks gitgide şımarıklığı arttırdı.Doğrusu biz de sinirlenmeye başlamıştık.Nihayet bir akşam geldiğinde Atatürk'ün elini sarılı bulduk ; Efendisini ısırmıştı.Köpeği alıp çiftliğe götürmüşler,kontrol altına almışlardı.Yakınları bir olarak ve sahibinden ısıran köpekten artık kalmadığını inandırarak öldürülmesi için müsaade almışlardı.
Çiftlik müdürü Foks'un derisini doldurup müze camekanına koymuştu.Bir gün Atatürk gezmeğe gittikte müdür kendisini davet eder,derisi ot dolu donuk cam gözlü köpeğini gösterir.Atatürk büyük bir gönül acısı ile başını çevirerek.
Onu ben severdim .Böyle görmek istemem kaldırın onu der.
Yanılmıyorsam ertesi günü Foks'u çiftliğin bir köşesine gömmüşlerdi .
Foks Atatürk'ün son köpeğinin adıdır.Bir kaç yıl eski ve yeni köşkte rahmetli lideri eğlendirir idi.İnce ruhlu insanlar gibi Atatürk de hayvanları severdi.Kurban kestirmezdi. Ömründe bir tavuğun boğazladığını görmemişimdir, derdi. Foks kendisine hediye etmişlerdi.Daha önce de pek sevdiği bir köpeği varmış ama ona ben yetişemedim.Atatürk bu yenisine o kadar yüz verdi ki ,bir müddet sonra hemen terbiyesini kaybetti idi.Bilardo oynarken masanın üstüne çıkar,bilyeleri yere yuvarlayıp oynar,Atatürk de bu şımarıklığı da gülerdi.Bereket yalnız misafirleri ısırmaz idi Pek sert bir köpekti de ! Törenlerde Foks Atatürk'ün ayağı dibinde dururdu.Galiba Ülkü kadar onun da çıkmış resimleri vardı.
İki fıkrası hatırımdadır; Eski köşkte vilayetlerimiz den birine tayin olunan bir zat bir gün kendisine resmi ziyarette gelir.Çalışma odasına girer, Foks bir köşede yatmakta.Atatürk masanın başında,Vali Bab-ı Ali protokolün den gelme olduğu için oda içinde bir müddet yürüdükten sonra,birden bire yarı beline kadar eğilip 'yerden ' dedikleri Osmanlı selamını verir.Cumhuriyet devri görenekleri içinde yetişen Foks bu ani hareketi görünce Atatürk'e bir fenalık yaptığını sanarak fırlayıp adamcağızın tam taba etinden ısırır.Ne olduğunu ne yapacağını şaşıran vali de tam tersine yere düşer ve ayakları havaya kalkar.
Biz gülüyorduk ama Atatürk pek sıkılıyordu. Benim bulunmadığım bir gece de mecliste konuşmalar olurken Foks çok defa yaptığı gibi masanın altına girer,Isırmadığını bilmediğinden ayaklarımız altında dolaşmasından huylanmaz idik .O gece rahmetli Reşit Galip'in iskemlesi yanına gelir ve oynarken pantolonun paçasını yırtar .Atatürk bundan da üzülerek,Dostu Reşit Galip'i hemen kendi terzisinde şahsi hesabına bir esvap ısmarlamasını rica eder.Bu vakadan sonra eskice esvaplarını giyerek davete gelenler ve Foks masanın altına girdikçe parçalarını ona uzatanlar çok olmuştu.Fakat Foks ondan sonra bir türlü efendisini masrafa sokmak idi.
Foks gitgide şımarıklığı arttırdı.Doğrusu biz de sinirlenmeye başlamıştık.Nihayet bir akşam geldiğinde Atatürk'ün elini sarılı bulduk ; Efendisini ısırmıştı.Köpeği alıp çiftliğe götürmüşler,kontrol altına almışlardı.Yakınları bir olarak ve sahibinden ısıran köpekten artık kalmadığını inandırarak öldürülmesi için müsaade almışlardı.
Çiftlik müdürü Foks'un derisini doldurup müze camekanına koymuştu.Bir gün Atatürk gezmeğe gittikte müdür kendisini davet eder,derisi ot dolu donuk cam gözlü köpeğini gösterir.Atatürk büyük bir gönül acısı ile başını çevirerek.
Onu ben severdim .Böyle görmek istemem kaldırın onu der.
Yanılmıyorsam ertesi günü Foks'u çiftliğin bir köşesine gömmüşlerdi .
Yorumlar
Yorum Gönder