Türkiye
Cumhuriyetinin temellerinin atıldığı şehitler diyarı Çanakkale deyiz, Bundan
tam 100 yıl önce Atalarımızın Çanakkale de yaptığı savaları ,bu savaşta
gösterdikleri kahramanlıkları yanı zamanda çektikleri acıları ,çileleri
yoklukları ve sıkıntıları bir zat yerlerinde sizlere o duyguları yaşatmaya çalışacağım .
Çanakkale
dediğimiz zaman hepimizin aklına 18 Mart günü 1915 günü Çanakkale boğazında
dünyanın en büyük deniz savaşlarından biri yaşanmıştır.Bir tarafta Atalarımızın
elinde silahı,cephanesi yiyecek ekmeği hatta giyecek elbisesi ,ayakkabısı
olmayan Atalarımız karşısında ise o dönem dünyanın en güçlü iki ülkesi olan İngiliz ve Fransızlar ama bütün
olumsuzluklara rağmen 18 Mart 1915 günü sabah
saatlerinde başlayan aynı gün akşamı saatlerinde Atalarımızın zaferiyle sonuçlanmış ve ismini dünya savaş tarihine altın harflerle
yazmıştır. Ancak süre olarak bir gün
sürmüştür.
Esas
insan kıyımının yaşandığı kara savaşları
18 Marttan yaklaşık 1 ay sonra 25 Nisan 1915 günü başlayıp ta 9 ocak 1916 kadar
tam 8.5 ay boyuna o çok kanlı kara savaşları yaşanmıştır.İşte bir günlük deniz
savaşlarında hemen arkasından 8.5 aylık kara
savaşlarında Atalarımız bugün
bizler bu topraklar da özgürce yaşaya
bil yelim diye Çanakkale de verdikleri şehit sayısı 253 bindir korkunç bir rakam ..! Çünkü Çanakkale savaşları devam
ederken Atalarımız sadece Çanakkale de savaşmıyor tam 9 cephe de
daha savaşıyorlar.Çanakkale
cephesi sadece bu 9 cepheden 1 tanesi ve Çanakkale cephesinde 253 bin şehit çok büyük bir rakam,üstüne üstlük O dönem Osmanlının nüfusu
sadece 15 milyon ,Atalarımız 253 bin şehit verirken düşman 285 bin, alt alta
topladığımız zaman 550 bin korkunç bir rakam, sadece 8.5 ayda Çanakkale de yok
olan can sayısı . Tarihi
Gelibolu yarım adasına baktığımız
zaman 33 bin hektar metre kareye böldüğümüz zaman,bugün adım atacağımız
her adımın altında her metre karede 4 tane can yatar 2. Bizden şehit ,2 onlardan ölü… Kimler savaşmamıştır ki Çanakkale de birkaç kahraman dan isimlerin den bas etmek
istiyorum.
O
bir günlük deniz savaşında 18 mart günü savaşın en kritik olduğu anda sırtında kaldırdığı 276 kiloluk
mermiyle savaşı kazandıran kahramanımız Seyit
on başı …Birde Çanakkale
savaşları başladığında ,asker
erkek kalmadığından,ama düşman Çanakkale boğazına dayandığı için genel
seferlik ilan edilir. Nedir genel
seferlik ? yaşları 15 ile 45 arasında değişen bütün erkekler Çanakkale cephesine çağrılır.Ama artık erkek nüfusu bittiği için sıra
çocuklara gelmiştir.Özellikle ö
dönemde Yozgat ,Tokat,Sivas ,Amasya, Kastamonu bölgesinden daha anneler sakalı bile çıkmamış gencecik çocuklarını
Çanakkale ye zorlanarak gönderir ve saçlarını
kınalayıp göndermişlerdir. Onlar Çanakkale’nin kınalı kuzularıdır.çünkü
bu vatana kurban etmişlerdir.
Bugün
bile bizler kurbanlar adarız keseriz,
mesela kurbanlık koçlar adarız Evlenecek
olan kızlara kurbanlar keseriz kocası ve çocuklarına kurban olsun diye .. Evlatlarımızı askere giderken kınalar
yakarız bu vatana kurban olsun diye … İşte Yozgatlı Sorgunlu Kınalı
Hasan ve Tokat Zileli Kınalı Ali Çanakkale’nin en küçük kınalı kuzularıdır. Sadece onlar mı o kadar çok liseli Üniversiteli var ki … İstanbul dam İstanbul
Üniversitesi Tıp, Bertevliyev Kabataş,vefa ,Kabataş Erkek ,Galata saray,
İstanbul erkek lisesi onlar
tamamı okullarını bırakıp Çanakkale ye gelen 19 Mayıs günü 3.5 saatte tamamı
şehit olan gençler.Birde Anadolu dan ,Balıkesir,Kayseri,Sivas , Adana, Konya
liselerinden Çanakkale cephesine liseliler sadece Çatal derede 12 bin tane
şehit verdik.
Bu
kahramanların içerisinde en büyüğü
Kuşkusuz Mustafa Kemal Atatürk’tür. Çanakkale de bir
kahramanlık destanı yazmıştır Atatürk.
Hemen
Çanakkale boğazına baktığımız zaman Dur yolcu yazısını görürüz en tepe noktasındadır der ki … Dur
yolcu bilmeden gelip bastığın
Bu
toprak bir devrin battığı yerdir
Eğil
de kulak ver bu sessiz yığın
Bir
vatan kalbinin attığı yerdir.
Çanakkale boğazına
baktığımız zaman Asya ve Avrupa Kıtasından oluşur.Aynı zaman da Çanakkale
boğazı Marmara ve Ege denizini birbirine bağlayan 70 kilo metre uzunluğun da
bir su yoludur.Ortalama Çanakkale boğazın da derinlik 50 60 metredir. Ama
boğazın en dar kısmı yani en dar yeri 106 metre derin bir çukur
vardır.Çanakkale boğazının en dar noktasına 1462 yılında Fatih Sultan Mehmet
tarafından 2 tane kale yaptırılmıştır.Bu kaleler İstanbul’un güvenliği emniyeti açısından 1462 yılında boğazın dar
yerine yaptırılmıştır.Çünkü 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u işgal
etmeden önce uzun süre muhasara altına almıştır. İşte o dönemde buradan Bizans’a düşman gemileri yardım getirdiği için Fatih Sultan Mehmet İstanbul’un emniyeti
açısından buraya 2 tane kale yaptırılmasına karar verilmiştir. Karşıda
Avrupa yakasında olan Çimenlik kalesi
kaleyi sultani diğerinin adı Asya da
olan Kirit bayır kilidir bayır yani
denizin kilidi anlamını taşıyan yaptığı
2 tane kale 1462 yılında yapılmıştır. Bu kaleleri yaptırılırken çimento icat
edilmediği için yumurtanın askıyla alçı
tozunu karıştırarak Horasan harcı dediğimiz bir yöntemle yapışmıştır.Bu kaleler
de günümüze kadar ufak tefek onarımlarla
günümüze kadar sapa.sağlam ayakta olmayı başarmıştır.Boğazın en dar kısmı
olduğu için 1250 metre yani burada çok kuvvetli akıntı olduğundan o dönem gemiler yavaş,yavaş
geçtiği için,buradan atılan topçu atışları düşman geçişlerini engellemeye
çalışılmıştır. Birde iki kalenin arasına bir zincir çekilmiştir,düşman
gemilerinin geçişini engellemek için.
Yorumlar
Yorum Gönder